Çocuğunu Kaybetmek İstemeyen Anne Babalar İçin: Özdeşim, Kimlik ve Dua Üzerine Bir Uyarı
Çocuğunu Kaybetmek İstemeyen Anne Babalar İçin:
Özdeşim, Kimlik ve Dua Üzerine Bir Uyarı
Modern çağda çocuklarımız, biz fark etmeden elimizden kayıp gidiyor. Sessiz, tepkisiz, ekranların ardında kaybolmuş bir nesil yetişiyor. Anne babaların çoğu bu sessiz dönüşümün farkında değil. Oysa bu değişim, yalnızca teknolojiyle açıklanamaz. Bu bir özdeşim krizidir. Çocuk, anne babasında bulamadığı rehberliği, dışarıda arıyor. Kendine kim olduğunu, nasıl biri olacağını, nereye ait olduğunu anlatacak bir model arıyor. Ama o model biz değilsek, yerini mutlaka başkaları dolduruyor. Ve o “başkaları”, bugün artık sosyal medya ekranlarında. Filtrelenmiş hayatlar, sahte mutluluklar, “özgürlük” adı altında dayatılan kimlikler… İşte çocuklarımız, bu sanal dünyanın elinde yavaş yavaş kendi doğasından uzaklaşıyor.
Çocuğun Rol Model Arayışı
Bir çocuk için anne baba ilk aynadır. Kendi varlığını, değerini, ahlâkını önce bu aynada görür. Eğer bu aynada sevgi yoksa, güven yoksa, sınır koyma yoksa… Çocuk başka aynalara yönelir. Popüler kültürün parıltılı ama sahte aynalarına. Orada kendini ararken, kendi benliğini kaybeder.
Bir çocuğun karakteri, gördüğüyle şekillenir; duyduğu nasihatlerle değil, yaşadığı örneklerle güçlenir. Bu yüzden “model olmak” sadece sözle değil, hâl ile mümkündür. Anne babanın sevgisi, ilgisi, tutarlılığı çocuğun ruhunu inşa eder.
Erkek ve Kız Çocuklarda Ayrı Tehlikeler
Erkek çocuklar için anne-baba ilişkisi, kimlik oluşumunun temelidir. Eğer baba suskunsa, anne baskınsa; çocuk maskülen kimliğini oturtamaz. Kendini ifade etmekte zorlanır, içe kapanır, yanlış rol modellerine yönelir. Oyunlarda, dizilerde, sosyal medyada “erkekliği” taklit etmeye başlar.
Kız çocukları ise “beğenilme” ve “görülme” ihtiyacıyla dış dünyaya açılır. Eğer ailede ona değer veren, dinleyen, rehberlik eden bir anne-baba yoksa; beğenilmek için kendini sergileyen bir dünyanın içine sürüklenir. Orada güzellik sevgiyle değil, bedenle ölçülür. Ve o da bir süre sonra kendi değerini yanlış yerlerde arar.
Sonuç olarak; sağlıklı kişilik gelişimi değil, kimlik karmaşası gelişir. Ne olduğunu bilemediğimiz bir “kız” ya da “erkek” yetiştiririz… Ve bunu fark ettiğimizde çoğu zaman çok geç olur.
Şefkatli Rehberlik ve Manevi Eğitim
Maddi imkânlar, iyi okullar, özel kurslar elbette kıymetlidir. Ama çocuğun ruhu açsa, hiçbir eğitim onu doyurmaz. Gerçek eğitim, önce kalbe dokunmakla başlar.
Model olmak;
- Onu anlamaktır,
- Onunla bire bir vakit geçirmektir,
- Onunla birlikte dua etmektir,
- Onun kalbine sükûnet ve yön kazandırmaktır.
Bir çocuğa bırakabileceğimiz en büyük miras, doğru bir özdeşimdir. Çünkü bir gün biz bu dünyadan gideceğiz… Ama bizden aldığı inanç, sevgi, güven; onun içinde bir ömür yaşamaya devam edecek.
Ebeveynler İçin 8 Pratik Tavsiye
- Her gün en az 10 dakika “yalnızca onunla” ilgilenin.
- Evde bağırmadan iletişim kurmayı hedefleyin.
- Sosyal medyada geçirdiğiniz süreyi sınırlayın.
- Çocuğun duygularını tanıyın ve küçümsemeyin.
- Kendi hatalarınızı itiraf edin, özür dileyin.
- Birlikte dua edin, Kur’an okuyun, sohbet edin.
- Birlikte dini kitaplardan bölümler okuyun.
- Tarihi kişilikleri ve din büyüklerini tanıtarak büyütün. (Yunus’u, Mevlana’yı, Akşemseddin’i tanıyan çocuk, elalemin sapkın Korelisine hayran olmaz.)
Kalpten Kalbe Yükselen Bir Niyaz
“Allah’ım! Evlatlarımıza iman, iffet ve istikamet nasip eyle. Onları sapkın fikirlerden, kimlik buhranlarından, yalnızlık girdaplarından muhafaza eyle. Kalplerine nur, yollarına rehber, hayatlarına rahmet ver. Bizleri de onlara en güzel örnek, en sağlam dayanak eyle. Âmin, bi hürmeti Seyyidil Mürselîn.”
Son Söz: Her Şey Bitmeden Fark Etmek
Bir çocuğun kalbi boş bir levha değildir. Hikmete aç bir toprak gibidir. Üzerine ne ekerseniz, Allah’ın izniyle o filizlenir. Bugün ekme zamanı. Yarın çok geç olabilir…
