Sevgili anne ve babalar;

Eşcinsellik, ‘bu benim kaderim’ diyerek sahiplenilmesi gereken kaçınılmaz bir son değildir.

Bir çocuk hemcins olduğu akranlarından farklı davranışlar sergiliyorsa orada ters giden bir şeylerin olduğunu fark etmek önemlidir. Bu durum fark edilir edilmez, bazı önlemlerin alınmasıyla sorunun önüne geçilebilir. 

Doğuştan getirdikleri mizaç özelliklerinin sonucunda bazı kız çocuklarında maskülen davranışlar gözlemlenebiliyor. Aynı şekilde erkek çocuklarında da efemine davranışlar görülebiliyor. Genellikle erkek çocukları kız çocuklarına göre daha aktif, hareketli oyunlardan hoşlanırken bazı erkek çocukları mizacı gereği daha sakin, kibar olabiliyor ve diğer erkek arkadaşlarının oyunlarına doğrudan dahil olamayabiliyor. Böyle olunca da kız çocuklarıyla oynamayı tercih ediyor. Çocuğun bu durumunu fark ettiğimiz anda ona erkek arkadaşlarıyla oynayabileceği oyunlar sunmak ve ortam oluşturmak, bu noktada önemli bir müdahale olacaktır. Genellikle “efemine” özellikler gösteren erkek çocukları ile “maskülen” özelliklere sahip kız çocukları, anne-babayla doğru özdeşim kurduklarında, cinsiyet rollerini anne/ babadan doğru bir şekilde öğrendiğinde, cinsel kimliklerini sağlıklı bir şekilde ilerletip hemcinsiyle daha iyi bir ilişki geliştirebiliyor. 

Cinsel kimliği desteklenmesi ve yönlendirilmesi gereken bir olgu gibi düşünebilirsiniz. Kız çocuğu, kız olduğunu kabul ediyor ve özdeşim kurduğu annesinden rollerini öğreniyor. Erkek çocuğu da erkek olduğunu kabul ediyor ve özdeşim kurduğu babadan erkek olma rollerini öğreniyor. Özetleyecek olursak, cinsel kimlik karmaşasına biyolojik yatkınlık diye bir şey yoktur. Bu durum sonradan gelişen ve kişinin kaderi olmak zorunda olmayan bir durumdur.

Özellikle son dönemlerde anne babaların şu sorularıyla çok sık karşılaşıyorum: ‘Çocuğum erkek olmasına rağmen kız çocukları gibi davranışlar sergiliyor, benim oğlum eşcinsel mi?’ ‘Çocuğum kız olmasına rağmen erkek çocukları gibi davranışlar sergiliyor, benim kızım eşcinsel mi?’ 

Verdiğim ilk cevap:

Doğru cinsel kimlik, doğru yönlendirme ve eğitimle kazandırılır. 

Çocuklarda birçok faktöre bağlı olarak böyle davranışlar gözlemlenebiliyor ama yaşadığımız çağda, özellikle dijital platformlarda, çocuklara eşcinselliği aşılamak için ciddi şekilde çalışan medya organları var. Çizgi filmler, sanal oyunlar, karakterler vb. birçok içerik bunun bir parçası olmuş durumda. Örneğin sözde, çocuklara hitap eden ve eşcinsel davranışlar sergileyen bir karakter oluşturulup çizgi filmle o karakter çocuğa sevdiriliyor hatta bir yerden sonra çocuğun özdeşim kurduğu bir nesneye dönüştürülüyor. Çocuk o karakterle bağ kuruyor ve onunla benzer davranışları sergilemeye başlıyor. Sonuçta insan zamanla sevdiğine benzer öyle değil mi? Bu yüzden sevgili anne ve babalar, çok dikkatli olmalısınız. Çocuklara doğru eğitimi anne babaları olarak sizler vermelisiniz. Onların böyle içeriklere maruz kalmalarını önlemelisiniz. Bu tarz karakterlerle sempatik ilişki kurmalarına izin vermemeli, bu karakterlerin oyuncaklarını satın almamalısınız. 

Eşcinsellik psikolojik ve sosyal faktörlere bağlı olarak ortaya çıkabilen bir durumdur. Psikolojik faktörlerle ortaya çıktığı tespit edildiğinde, çocuğun anne ve babasıyla güvenli bir bağ kurmasını sağlamak önemlidir. Sosyal faktörlerle ortaya çıktığı tespit edildiğinde de çocuğun çevresinde, kendi cinsiyetine uygun özdeşim kurabileceği bir rol model edinmesi sağlanmalıdır. Ayrıca dijital platformları kullanırken, izlediği ve oynadığı içeriklerin neler olduğuna dikkat edilmelidir. Tüm bunlarla birlikte çocuk, kendi cinsiyetini yansıtan, mizaç özelliklerine uygun oyunlarla desteklenerek de zihninde oluşan kimlik karmaşası doğru bir şekilde çözülebilir.

Sevgiyle kalın, hoşça kalın…

Aile Danışmanı 

Beyza BARINDIK